Yaşadığımız hayata geri vermek için onun her geçen gün bize daha fazlasını vermesini beklersek ne kadar bekleyeceğimizi belirten bir formül çıkarılamaz. Sevmek için sevilmeyi, yardım etmek için başkasının acısını, iyilik için kötülük görmeyi beklersek zamanın akışıyla bize verilen sevgiyi de, bizim vereceğimiz sevgiye muhtaç olanı da unutur gideriz. Bir sonraki güne ötelenmeyen sevgiler, karşılıksız verilen iyilikler, daha ihtiyaç duyulmadan yapılan yardımların olduğu günler, zaman yavaşlayacak, geçen her anın neşesi tahmin edilemeyecek uzaklıklara ulaşacak belki de.
Hanya Yanagihara’nın “Küçük Bir Hayat” kitabı üniversitede tanışan, yetişkin yıllarının tamamını beraber geçiren dört arkadaşın hayatı üzerine kurulu. Doğduğu andan üniversite yıllarına kadar birçok travma yaşayan Jude ve, onun yaşadıklarını tamamıyla bilmeseler de, ona şartsız yardım eden, kavgalara rağmen arkasında duran, bazen farkına bile varmadan onun için hayatı kolaylaştırmaya çalışan Willem, Malcom ve JB… Bu üç arkadaş bir sonraki günü beklemeden, Jude’un kendine zarar verdiğinin bile henüz farkına varmadan onu kollarlar. Araya giren ilişkiler, kıskançlıklar, yalanlar ve zaman zaman ayrılıklar olsa bile birbirlerine verdikleri sevgi ve desteğe karşılık beklemezler. Willem’ın Jude’u sevdiği zaman boyunca ondan tek beklentisi iyileşmesi ve kendi üzerine çalışması olur. Verdiği iyiliği, paylaştığı duyguları, yardımını bir sonraki güne ertelemez. Jude arkadaşlarına ve yardıma muhtaç hissetmekten ne kadar şikayetçi olsa da arkadaşları ona yardım etmekten asla çekinmez. “Yardıma muhtaç olmanın, insanlara muhtaç olmanın bir son kullanım tarihi yoktur, Jude. Bu sen belli bir yaşa gelince sona erecek bir şey değildir.” der Harold. Bu arkadaşlığın trajik bir trafik kazasıyla sona ermesi, vermek için beklememenin önemini gösterir okura.
Arkadaşlık üzerine kurulu olan bu kitap, iyiliğin hiçbir bahaneyle ötelenemeyeceğini bu karakterler üzerinden aktarır. Ertelenmeyen sevgi, inanç ve yardımın etkisi ise Harold’ın Jude’u kaybettikten sonraki sözüyle belirtilir: “Bu yüzden gördüğüm her şeye karşı nazik olmaya çalışıyorum, ve gördüğüm her şeyde onu görüyorum.”
Comments